Feminist Hareketin Güçlü İsmi: Virginia Woolf

Virginia Woolf feminist hareketin temelinin güçlenmesinde ve gelişmesinde büyük etkisi olan, modernizm akımının öncüsü yazar ve eleştirmen olarak biliniyor.

Yazdığı romanlarla ve feminist harekete yaptığı katkılarla sadece İngiliz edebiyatının değil dünyanın da en önemli kadın yazarlarının başında gelir. Hem kısa hayat bilgisiyle hem de düşünce tarzıyla ilgili yazımızla sizleri baş başa bırakıyoruz.

Virginia Woolf’un Hayatı

1882 yılında Londra’da dünyaya gelen Virginia Woolf; Victoria Devri’nin tanınmış yazarlarından Sir Leslie Stephen’ın kızıdır. Annesini 13 yaşındayken kaybetmesine rağmen o yaşa kadar annesi tarafından kadının değerli olduğu ve kendisinin de güçlü olması gerektiğini bilerek yetişmiştir. Dönemin zihniyeti sonucu kız çocuklarının okula gönderilmemesiyle Virginia da okula gidememiş fakat evde babasının yardımıyla kendisini geliştirmiş, yazar olmaya karar vermiştir.  Daha 13 yaşındayken bir gazetede kısa hikayeleri yayınlanmıştır. Özellikle Victorian tarzında yaşamaya karşı olan Virginia Woolf yazılarında da bundan bahseder.

1904’te babasının ölümünden sonra Bloomsbury’ye taşınması Virginia’nın hayatında bir dönüm noktası oldu. Bloomsbury grubu birçok ünlü edebiyatçıdan ve özellikle cinsel konulardaki özgürlükçü yaklaşımlarıyla tanınan bir grup entelektüelden oluşuyordu. Grupta John Maynard Keynes, Roger Fry, Duncan Grant gibi ünlü isimler de vardı. 1912 yılında Leonard Woolf ile evlenen Virginia bu evlilikle beraber kendisini daha da geliştirmiştir. Leonard Woolf eşi için bir yayınevi kurmuş böylece Virginia da yazdığı kitapları yayımlama fırsatı bulmuştur.

feminist-hareketin-guclu-ismi-virginia-woolf-artmanik-1

Perde Arası romanını yazdığı sırada artık yeteneğini kaybettiğini düşünmeye başlaması ve yaşadığı savaş korkusu sonucu ruhsal bunalıma girdi. 28 Mart 1941’de bu bunalım sonucu ceplerine taşlar doldurarak evlerinin yakınında bulunan Ouse Nehri’ne atlayarak intihar etmiştir. Geride biri kardeşi Vanessa Bell’e diğeri ise kocası Leonard Woolf’a yazılı iki mektup bırakmıştır.

feminist-hareketin-guclu-ismi-virginia-woolf-artmanik-2

Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. O korkunç yeniden yaşayamayacağımı hissediyorum. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum.

Yazarlığı ve Düşünsel Yaklaşımı

1915’te yayımlanan ilk romanı Dışa Yolculuk uzun bir yazım aşamasından geçmiştir. 1 yıl içinde 3 kez yazılan kitap Virginia’nın annesinin ölümü yenmesiyle ilgilidir. Gece ve Gündüz romanı Virginia’nın ikinci romanıdır. “bilinç akışı” tekniğini kullandığı bu roman klasik gerçekçi üslupla ele alınmıştır. Bilinç akışı tekniğinin kullanılmasında ve gelişmesinde önemli çalışmaları vardır. 1920 yılında yayımlanan roman nesnel gerçekliğin ve tarihselliğin insan bilincindeki yansımalarını birbirinden farklı karakterlerle romanda ustalıkla oluşturmuştur. Kadın hakları, sınıfsal farklılık, aşk, özgürlük, evlilik gibi meseleleri karakterlerin yaşamları ve hayat mücadeleleri çerçevesinde ilmek ilmek tartışıyor.

1931’de yayımladığı Dalgalar’ı yazdığında önceki romanlarından farklı bir tarz ortaya koydu. Bu kitapta dış dünyayı yok eden Woolf; dış dünyanın ancak kişilerin iç dünyalarına yansıdığı kadarıyla var olduğunu savunur. En ünlü romanlarından Mrs. Dalloway ise yazarın ‘bilinç akışı’ tekniğini en başarılı şekilde kullandığı romanıdır. Bu tekniğin de en iyi işlendiği örneklerden biridir.

feminist-hareketin-guclu-ismi-virginia-woolf-artmanik-3

Kendine Ait Bir Oda

1929 yılında yayımlanan ‘Kendine Ait Bir Oda’ isimli romanı hem Virginia Woolf’un hem de feminist hareketin en önemli eserleri arasında yer aldı. Konusunun ‘Kadın ve Edebiyat’ olması kitabı da somut bir bilgi verir hale getirir. Erkeklerin kadınlara bıkıp usanmadan tekrarladıkları ‘ezeli’ ve de ‘ezici’ bir soru vardır: “Bizler kadar düşünme yeteneğiniz olduğunu ileri sürüyorsunuz. Madem öyle, neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız?” İşte Virginia Woolf bu ‘yakıcı’ soruya, tarihsel ilişkilerin kökenine inip kadın edebiyatının tarihçesini çıkardıktan sonra şöyle bir yanıt ortaya çıkarıyor ve kadınlara şöyle sesleniyor: “Para kazanın, kendinize ait bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Kadınların edebiyat alanında erkeklerden daha az bulunmasının sebebinin kadınlara maddi imkanların verilmemesi ve eğitim haklarının ellerinden alınması olduğunu söyler.

Tarih boyunca kendi fikirlerini söyleyecek imkan verilmemesi sonucu kadınlar ev içinde konumlandırılmıştır. Bunun sonucunda da kadınlar arka planda durmaya mahkum edilmiştir. Feminist hareketin baş kitabı olan bu kitapta kadın hakları ile ilgili birçok detay bulunmaktadır. Kadının kendisini ifade etmeye başlamasıyla ataerkil yapının kırılabileceğini ve kadının kendisine toplumda hak ettiği yeri bulacağını anlatan roman kadının her alanda kendisine yer bulması gerektiğini savunuyor.

0 Yorum Yorum Yap →